Michael Jackson






Bahtsız deve Gutup Ayusu ve de Penguen


80 lerin sonları... lisedeyim hafta sonları çalışıyorum.

Şimdilerde olduğu gibi memlekette herşeyi bulmak kolay değil.

 Kaptan Nejat Amerikaya gemi ile yük taşıyor. 

Samsun limanında hareketlilik hiç bitmiyor. Gidenler, gidenleri uğurlayanlar, gelenler, gelenleri karşılayanlar, bir curcuna…

O gün Kaptan Nejat geliyor, tanıyan esnafta bir heyecan sorma gitsin. Sanki oğulları askerden geliyor. Herkes  birşeyler  ısmarlamış. Radyo ısmarlayan, parfüm ısmarlayan, bıçak ısmarlayan, mal Amerikan olunca don bile kıymetli…
 Kaptan Nejat tam bir Anadolu  Beyefendisi, kimseyi kırmazelinden geldiğince insanları mutlu eder, güleryüzlü, yakışıklı.


Cünet Arkının gençlik yıllarındaki gibi tam anlamıyla Klass bir adam. Giyimi, duruşu, konuşması, herşeyin en iyisi onda toplanmış…

Öğleden sonra Kaptan Nejat yanında iki yardımcısıyla birlikte geldi. Adamların ellerinde 4 büyük valiz, esnaf toplandı. Kaptan Nejat herkesin siparişini teslim etti. 
İnsanların dualarını aldı. Daha sonra Kaptan Nejat yanıma geldi

-Kardeşim bunuda sana hediye olarak getirdim.

-Ama ben sipariş vermedim ki dedim,

-Hediye dedik ya dedi.

Ben alışkın değilim böyle şeylere. Almak istemedim ama ısrar edince birkaç esnaf arkadaşında zoruyla hediyeyi kabul ettim.

Açtığımda  içerisinden bir adet  Lee Coper marka bir kot pantolon çıktı.
O yıllarda henüz  Türkiyede yoktu daha sonraları meşhur oldu.


         Bir sebepten o gün okul yok. Alışkanlık erkenden çıktım dışarı biraz dolaştım. Bir yorgunluk çöktü üzerime uyku bastı ne yaptımsa açılamadım. Evdekilerin dışarıda olduğunu biliyorum ve evin anahtarını almamışım.

 Ne yapsam diye düşünürken bir sinemanın önünde durdum. Filme girip içerde uyuyabilirim diye düşündüm.

 Gişeye gittim en yakın seansı sordum biletimi aldım. Salona girdim. Salon oldukça büyük ve hiç kimse yok. Şöyle rahat uyuyabileceğim bir koltuk beğendim  oturdum. Bu arada hangi filmin oynadığını hala bilmiyorum, umrumda da değil. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. Uykuya geçtim. 

   Film başlamış bir gürültüyle gözlerimi araladım. Karşımda Michael Jackson dans ediyor. Biraz doğruldum dikkatimi vermeye çalıştım evet  Michael Jackson Moonwalker filmi…


Benim gözler tekrar kapandı… Bir ara sessizlik oldu. Sonra müzik tekrar başladı. Hafifce sağa sola baktım salonda kimse yok…Uyumaya devam…

   Işıkların açılması ile uyandım Salonda  hala kimse yok.

   Ayağa kalkmak için bir hamle yaptım…Caarrrttt…Oturduğum koltukta bir çivi pantolonumu ikiye biçti…

   Koskoca salonda öyle bir seçim yapıyorum ki kocaman bir çivi koltuğun yanında… Milli piyango vurmuş gibi…

    Evet benim Amerikan malı  Lee Cooper marka kotum yine bir  Amerikalı  Büyük idolun filmine kurban gitti…Gülermisin Ağlarmısın… 

Müzikle Kalın Dostlarım...

1 yorum:

  1. Bu Amerikalılar önce malı satar, sonra da ne yapar eder ya bedava geri alırlar, ya da kullanılamaz hale getirip seni yenisini almaya zorlarlar. Tabii ki o devir de.

    YanıtlaSil

Lütfen Fikrinizi Paylaşın...