Bahtsız deve Gutup Ayusu ve de Penguen
80 lerin sonları... lisedeyim hafta
sonları çalışıyorum.
Şimdilerde olduğu gibi memlekette
herşeyi bulmak kolay değil.
Kaptan Nejat Amerikaya gemi ile yük taşıyor.
Samsun limanında hareketlilik hiç bitmiyor. Gidenler, gidenleri uğurlayanlar,
gelenler, gelenleri karşılayanlar, bir curcuna…
O gün Kaptan Nejat geliyor, tanıyan
esnafta bir heyecan sorma gitsin. Sanki oğulları askerden geliyor. Herkes birşeyler ısmarlamış. Radyo ısmarlayan, parfüm
ısmarlayan, bıçak ısmarlayan, mal Amerikan olunca don bile kıymetli…
Kaptan Nejat tam bir Anadolu Beyefendisi, kimseyi kırmaz, elinden geldiğince insanları mutlu eder,
güleryüzlü, yakışıklı.
Cünet Arkının gençlik yıllarındaki
gibi tam anlamıyla Klass bir adam. Giyimi, duruşu, konuşması, herşeyin en iyisi
onda toplanmış…
Öğleden sonra Kaptan Nejat yanında
iki yardımcısıyla birlikte geldi. Adamların ellerinde 4 büyük valiz, esnaf
toplandı. Kaptan Nejat herkesin siparişini teslim etti.
İnsanların dualarını
aldı. Daha sonra Kaptan Nejat yanıma geldi
-Kardeşim bunuda sana hediye olarak
getirdim.
-Ama ben sipariş vermedim ki dedim,
-Hediye dedik ya dedi.
Ben alışkın değilim böyle şeylere. Almak istemedim ama ısrar edince birkaç esnaf arkadaşında zoruyla hediyeyi
kabul ettim.
Açtığımda içerisinden bir adet Lee Coper marka bir kot pantolon çıktı.
O yıllarda henüz Türkiyede yoktu daha sonraları meşhur oldu.
Bir
sebepten o gün okul yok. Alışkanlık erkenden çıktım dışarı biraz dolaştım. Bir
yorgunluk çöktü üzerime uyku bastı ne yaptımsa açılamadım. Evdekilerin dışarıda
olduğunu biliyorum ve evin anahtarını almamışım.
Ne yapsam diye düşünürken bir
sinemanın önünde durdum. Filme girip içerde uyuyabilirim diye düşündüm.
Gişeye
gittim en yakın seansı sordum biletimi aldım. Salona girdim. Salon oldukça
büyük ve hiç kimse yok. Şöyle rahat uyuyabileceğim bir koltuk beğendim oturdum. Bu arada hangi filmin oynadığını
hala bilmiyorum, umrumda da değil. Gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı. Uykuya geçtim.
Film başlamış bir gürültüyle gözlerimi araladım. Karşımda Michael
Jackson dans ediyor. Biraz doğruldum dikkatimi vermeye çalıştım evet Michael Jackson Moonwalker filmi…
Benim gözler
tekrar kapandı… Bir ara sessizlik oldu. Sonra müzik tekrar başladı. Hafifce
sağa sola baktım salonda kimse yok…Uyumaya devam…
Işıkların açılması ile uyandım Salonda hala kimse yok.
Ayağa kalkmak için bir hamle yaptım…Caarrrttt…Oturduğum
koltukta bir çivi pantolonumu ikiye biçti…
Koskoca salonda öyle bir seçim yapıyorum ki kocaman
bir çivi koltuğun yanında… Milli piyango vurmuş gibi…
Müzikle Kalın Dostlarım...
Bu Amerikalılar önce malı satar, sonra da ne yapar eder ya bedava geri alırlar, ya da kullanılamaz hale getirip seni yenisini almaya zorlarlar. Tabii ki o devir de.
YanıtlaSil