Eğitim





Eğitim 
 
   Yurtta kalıyorum, karşı odada iki arkadaşım var, ikisi de müzik bölümünde okuyor, ikisi de okul birincisi, ikisi de her türlü enstrümanı mükemmel çalıyor. İkisi de çok iyi arkadaşım. Sık sık karşı odaya gidiyorum onların müzik ziyafetlerine ortak oluyorum. Ben de bir enstrüman çalmayı öğrenmek istediğimi söylediğimde ikisi de  bana bağlama çalmayı öğretmeye söz veriyorlar. 

   Ertesi gün gidip bağlama alıyorum. Arkadaşlarımdan birisinin ana enstrümanı bağlama, diğerinin piyano. Her ikisi de mükemmel bağlama ve piyano çalıyor. Arkadaşlarımın odaya geliş saatleri farklı olduğu için her ikisinden de ders alma şansım oluyor. Arkadaşlarımdan bir tanesi  bir parçayı 1 saatte çalabileceğim şekilde bana öğretiyor ve ben keyifle çalabiliyorum. Diğeri ise aynı zorluktaki bir parçayı yaklaşık bir haftada öğretiyor ve sonunda ben çok sıkılıyorum. Ben aynı ben, parça aynı zorlukta olmasına rağmen birisi 1 saatte öğretiyor bir diğeri 1 haftada. Her ikisi de okul birincisi olarak mezun oldu. Birisi Türkiye'de diğeri yurt dışında olmak üzere, her ikisi de üniversitede öğretmenlik yapıyor.

   Öğretme işi gerçekten yetenek isteyen bir şey ve kesinlikle geliştirilebilir. Üstteki örnek çok net. Burada öğrencinin öğrenme yöntemi farklı olabilir, yani herkes 1 okumada aynı şekilde öğrenemez, bazısı 2, bazısı 3 belki 10 okumada öğrenebilir. Bunu anlayabilmiş bir kişi kendi öğrenme şeklini tespit edebildiyse sıkıntı yok 10 kez okur ve öğrenir. Ancak bu tespiti yapamadıysa 5 kez okur sıkılır ve bırakır.

   Öğretmeninde bilinen bir çok tekniği vardır. Her konunun kendisine has bir tekniği vardır. Yani sayısal ve sözel konuların öğretilmesinde farklı teknikler vardır. Lise yıllarımda arkadaşımın elinde gördüğüm bir fotokopiyi sorduğumda

   -Kayserili bir kasap ilginç bir geometri kitabı yazmış ve çok iyi . Dediğinde ilgimi çekti ve  hemen bende bir kopyasını aldım. 

   Evet kasap kardeşimin yazmış olduğu geometri kitabı, o kadar net ve o kadar akılda kalıcı ve inanmazsınız bir o kadar da  keyif vericiydi ki, diğer kitaplarımı tamamen bıraktım. 

  Elbette her yaşın farklı bir öğrenme şekli vardır. Oyun çağındaki çocukları sınıflara doldurup büyüklerin öğrenme şekline göre hazırlanmış yoğun bir sistemde verim almanız mucize olur.

   Bizleri birbirimizden ayıran en önemli şey öğrendiklerimiz, öğrenme kapasitemiz ve öğrendiklerimizi yaşama geçirebilme yeteneğimizdir. Herkesin öğrenme kapasitesi farklıdır başka bir deyişle öğrenme şekli farklıdır.  

   Eğitim modellemede en önemli unsur öğrencinin en iyi öğrenme şeklinin belirlenmesi ve sınıfların bu bağlamda oluşturulmasıdır. Buda bize her bireyin verimini en üst seviyelerde  kullanmasını sağlar.

   Eğitim konusunda benim en çok üzerinde durduğum iki kelime var ilki TUTKU.

Tutkusu olan bir kişiyi ne ailesi nede çevresi engelleyebilir. O öğrenmek istediğini her türlü şarta rağmen öğrenir. Gece uyumaz  kafasındaki soru işaretlerini kaldırmadan da rahat etmez. Ancak tutku sahibi kişiler toplumların çok küçük bir bölümünü oluşturur. En iyi bilim adamları en iyi hackerler bu adamlardan oluşur.

Diğer kelime ise MOTİVASYON.

Öğrencinin sınıftaki motivasyonu o kadar   azdır ki en iyi ihtimalle konunun %10'luk kısmını anlayabilir. Bu motivasyonun düşmesinin o kadar çok sebebi vardır ki kitaplara sığmaz. 

  Gel gelelim bu motivasyonu yükseltmek de mümkündür. İşte gerçek öğretmen burada devreye girer. Motivasyonu yükseltmenin bir çok yolunu bilir ve bunları öyle güzel uygular ki öğrenci artık öğretmenin ağzından çıkan kelimelerin avına çıkar.

   Amerikan ulusal laboratuarlarında yapılan araştırma sonucu aşağıdaki öğrenme piramidi ortaya çıkmıştır. Bu piramide göre;

    bir öğrenci sınıfta dersin max %5'luk kısmını öğrenebiliyor.
  
     Kendisi okuyarak %10'lik  kısmını öğrenebiliyor
   
    Hem dinleyip hem de görsellikle desteklendiğinde %20'lik

   Uygulanışını izlediğinde %30'luk  kısmını öğrenebiliyor

   Grup içerisinde konu tartışıldığında %50'lik  kısmını öğrenebiliyor

    Kendisi uyguladığında %75'lik  kısmını öğrenebiliyor

   Konuyu başkalarına öğretirken de %90'lık  kısmını öğrenebiliyor.







   Pasif olduğunda maksimum %30 aktif olduğunda da maksimum %90'lık bir başarı söz konusu.

   Öğrenme ve öğretme her ikisi de kişiye özeldir. Öğretme görevindeki öğretmenlerimiz maalesef başarısızdırlar, bunu kabullenmek çok zor ama toplumun görüntüsü bunu destekliyor. 

   Öğretmenlerimizin sıkıntıları vardır ancak bu sıkıntılar onların işlerini en iyi şekilde yapmalarına engel değildir. Öğretmenlerimiz kendi yöntemlerini, nasıl daha iyi öğretirimi sorgulamak zorundadır. Bilmek öğretmeye yetmiyor. Bu konuda yeteneği olmayan kişilerin öğretmenlik mesleğini seçmelerini engellemek gerekir. İnsanların zamanları ve hayatları bu tip yeteneksiz kişiler ve onları göreve getiren sistem tarafından çalınıyor.

   Maalesef toplumumuz gereksiz bir çok bilgiye sahip ancak kendi mesleğini icra etme bilgi ve becerisinden yoksun üniversite mezunuyla dolu. Utanç verici.
Her bir öğrencinin, her bir insanın, nasıl daha iyi öğrendiğinin ortaya çıkartılması ve bu doğrultuda eğitim hayatını sürdürmesi sağlanmalıdır. Hayatların kurtulması, yaşamların insan standartlarında olması sağlanmak zorundadır. 

   Bu konuda sosyolog, psikolog, toplum bilimci, pedagog, felsefeciler ve birçok  bilim insanına iş  düşmektedir. Bu konu asıl sorunun temelidir yani İnsan. İnsanın varoluşunu sorgulayan bilimlerin bu konulardaki çalışmaları ya çok azdır yada hiçbir ilerleme yoktur. Bunca teknolojik gelişmeler olurken en önemli konuyu atladığımızı düşünüyorum. 

      İnsan eğitimi...

      Ne ilginç bir avuç tutku sahibi insanın geliştirdiği teknolojiyi yaşıyoruz. 

     Ne yazık hala işin başındayız...




DNS Ayarlarını Değiştirme Özgür İletişim


DNS Ayarlarını Değiştirme  Özgür İletişim

   Yasaklı yaşama karşı olduğumu hemen belirteyim. Devlet Büyüklerimizin vermiş olduğu karalarında bir sebebinin olduğunu düşünüyorum.
  
   Gel gelelim yasak kelimesi benim  lügatımda çok az geçer. Neyse konumuza dönelim. Bu konuda bir çok çözüm yolu var. Başlangıçta benimde  kullandığım DNS ayarları değiştirmek bir çözüm olabiliyor. Ancak son twitter ve facebook ve hatta youtube yasağında kullandığım gooogle DNS ayarları işe yaramadı nedendir bilmem. Ama başka DNS ayarları işe yaramıştır eminim. şimdi kısaca DNS ayarlarının nasıl değiştirileceğinden bahsedelim.

 Ağ paylaşım merkezini açalım, 

Bağdaştırıcı ayarlarını değiştiri açalım 



aktif ağbağlantısına sağ tıklayıp özelliklere girelim.

 Ve aşağıdaki DNS sunucuları kullanı aktif hale getirip aşağıdaki DNS servis adreslerinden birisini yazalım:






Google – DNS Ayarları:
8.8.8.8
8.8.4.4
Open DNS Ayarları:
208.67.222.222
208.67.220.220
Norton – DNS Ayarları:
198.153.192.1
198.153.194.1
Uydunet – DNS Ayarları:
62.248.80.161
62.248.80.162
Dnsadvantage – DNS Ayarları:
156.154.70.1
156.154.71.1
ScrubIt – DNS Ayarları:
67.138.54.100
207.225.209.66
Tamam deyip kapatalım.DNS ayarları bukadar. Modeminizi reset etmeyi unutmayın.


    Benim asıl bahsetmek istediğim Firefox için üretilmiş  AnonymoX adlı  addon  eklentiyi    buradan indirip kuruyorsunuz. Bir VPN uygulaması olan addon hem ücreli hemde ücretsiz versyonuyla hizmet sunuyor. Ücretsiz versyonda internet hızınızı  biraz düşürüyor ama işinizi görüyor. Aktif hale getirdiğinizde browser sağ köşesinde farklı bir ülkeye ait ip numaranızı görebilirsiniz. Ve istediğiniz siteye girebiliyorsunuz.



   Crom içinde üretilmiş başka bir VPN addon var aynı şekilde çalışıyor.  ZenMate. Buradan indirebilirsiniz

   Ayrıca android için geliştirilmiş Hotspot shield var onuda buradan indirebilirsiniz.
 
Iphone  için ise AppStore da bu konuda yazılmış en popüler program Onavo Extend.

Tor Browser  bambaşka bir windows çözümü. Çok kapsamlı bir yazı gerek Tor için ilerde bunuda yazarım.

Üstteki çözümler özgür bir sosyal ağ için yeterli .

Özgür Paylaşımlar diliyorum.



VERTİGO






VERTİGO

   Kan Şekerimin Düşmesi üzerine yere yığılırken  düşüncelerimin hızla akışını hayranlıkla izledim. Uyandığımda tir tir titriyordum üşüyordum aynı zamanda terden sırılsıklam olmuştum. Doğrulmak için hareket ettiğimde başımın dönmesini anlatacak kelime bulamıyorum sanırım elektronlar atomun çevresinde bu hızla dönüyorlar.

   İşte dostlarım benim vertigo ile tanışmam böyle oldu. Allah düşmanımın başına vermesin.
Birçok beyin cerrahı ve KBB uzmanı Profösörle  görüştüm. Bir sürü test fiziksel uygulamadan geçtim. Boyun fıtığından kaynaklandığı yönünde görüşler oldu, sebebini bağlayacakları bir yer bulamayanlar oldu. En son yeni uzman olmuş bir Doktor arkadaşım Pozisyonel Vertigo diye teşhisi koydu. 

   İç kulakta dengemizi sağlayan kalsiyum karbonat kristallerinin görevi dikey hareketleri beyne iletmek iken, bir şekilde yerlerini değiştirip ( Benimki yere çarpma ile aldığım darbe sonucu oluştu ) Başın dairesel hareketlerini beyne ileten yarım daire kanalına düşmesi sonucu dönme hareketlerini daha güçlü ve daha uzun sürelü olarak algılanmasına sebep oluyorlar. Ve vertigo oluşmasına sebep oluyorlar. Bu sıvıyı değiştirme yada oraya girip kristalleri almak gibi bir durum söz konusu değil. Bu tür bir hareket 100% duyma kaybına yol açar.

     Hayat kalitesini oldukça düşüren bu olay bazan bir kaç gün içinde kendiliğinden kayboluyor ve zamanla tekrar ortaya çıkıyor.

    Vertigo ile yaşamaya zamanla alıştım. En önemli konunun yatarken başın bir şekilde yastıktan aşağı doğru sarkması olduğunu keşfettim. Bunun  neticesinde kristaller yer değiştiriyor ve vertigo başlıyor. Başımın dönmesinden dolayı çok uyandım. Ne ilginç uyurken bile çok etkili oluyor. Ve uyanmak zorunda kalıyorsunuz.

   Hem boyun fıtığına sahip olup üstüne vertigoda eklenince yastık seçimi çok önem arz ediyor. Piyasadaki ortopedik yastıkların tamamını denedim hiç birisi çözüm olmadı. Uzun yıllar boyunca bende oluşan algıda seçicilik durumu nerde yastık görsem incelememe sebep oldu. Sonunda kendim için en uygun yastığı buldum. Parlak kılıfın bir tarafı pelüş  olan yastık yumuşak dolgusu sayesinde tüm hareketlerinize uyum sağlıyor. Yastığın içerisi micro boncuk dolgulu ( Bildiğimiz köpük  straforun micro hali ) . 

   Yastık sorununu çözmek vertigonun tekrarlanma olasılığını inanılmaz ölçüde düşürdü. Yalnızca yatağa yatmadan tv izlerken yada çok deli yatıp yastık kullanmadığım zamanlarda başımın bir şekilde aşağı sarkması sonucu tekrarlıyor.

   Vertigo olduğunda kristalleri yerlerine oturtmak için önerilen hareketler var  zaman içerisinde kendime en uygun hareketleri buldum. Şimdi bu basit hareketleri yapıyorum  bir kez yapınca bile çok etkili oluyor.

   Kısaca bu hareketlerden bahsedeyim;  Yatağımın önüne dizlerimin üzerine oturuyorum başımı kulağımın üstüne yatağa koyup 1 dk bekliyorum. Bende vertigo sol tarafta aktif oluyor bu yüzden önce sola koyuyorum 1dk sonra hemen sağ tarafa koyuyorum ve 1 dk bekliyorum  ve doğruluyorum 1 dk bekliyorum . Bu kadar şimdiye kadar bu hareketi iki kez tekrarlamadım tek seferi bile çok etkili oluyor. Vertigo tekrarlarsa eğer tekrarlıyorum max iki günde geçiyor. Belkide hareketi bir kaç set halinde yapsam bir gün bile kafi gelecek. Sabredemiyorum ve tek set yapıyorum oda bana yetiyor.

   Yastığı nereden aldığımı öğrenmek isteyen arkadaşlar  yorum yazsınlar. 10 yorumdan sonra nereden aldığımı paylaşacağım. Bende yazdıklarımın okunup okunmadığını reel olarak anlamış olacağım. Kızmak Yok.

Vertigo Seni Yeneceğim...

Vertigo Kimin Efendi Olduğunu sana Göstereceğim.

Vertigo ver ti go kendine gellll... gelme...

Hepinize sağlıklı günler diliyorum