Bir Fikrim Var Konu Trafik






Trafik Canavarı II



   Ankara eski Ankara değil, nüfusunun artış hızından daha fazla trafiği çıkan araç sayısı var.
Sabah işe gitme zulmü İstanbul'u aratmamaya başladı. İş çıkışı nerdeyse İstanbul'la aynı ayarda. Trafiğe çıkan insan sayısı net mutsuz insan sayısının büyük bir kısmını oluşturuyor. Trafiğe çıktıktan sonra (yaklaşık 30 sn) insanın içine bir sıkıntı oturuyor.
 
     Kardeşim 3 araçla girdiğimiz kavşaktan tek araç çıkınca doğal olarak arkada bir birikme oluyor. Malum Türk insanı, zamanı en iyi kullanan ve değerlendiren  Millet olduğu için, trafikte harcanan zaman adama çok koyuyor.

   Geçenlerde evin yakınlarındaki kavşakta iki bayan şoför kaza yapmışlar, ikisi de aşağıda  araçlarına bakıyor. Bende kırmızı ışıkta en öndeyim. Sonra diğer araçlara gidip tutanak kağıdı sormaya başladılar. Bende fazladan bir kaç kopya  almıştım. Hemen çıkarttım bayanı çağırdım verdim. Yeşil yandı kavşaktan geçtim. Yoğun bir kavşak olduğu için trafiği baya yavaşlatmışlardı. Neyse ben gittim işlerimi hallettim 1 saat sonra tekrara aynı kavşağa geldim. Allah sizi inandırsın bizim iki bayan hala orda. 
   Ya ne yapıyorsunuz, çek fotoğrafını, çek araçları kenara, yaz tutanağını. Anlaşamadınız mı? sorun yok, yine çek fotoğrafını, çek araçları kenara, çağır polisi bekle.

     Ankara iyice yaşanmaz bir şehir olmaya başladı.  
     Mutsuz insanlar şehri Ankara. Kaçmak lazım az kaldı...

    Şimdi, ben bu trafikte yol alırken, sürekli çözüm arayışında, fikir geliştiriyorum. Bunun bir çözümü olmalı. Aklıma şöyle bir fikir geldi; Kardeşim trafiği en fazla işgal edenler kim:
 
     Taksi, Dolmuş, Otobüs, Servis araçları. Peki kardeşim bu arkadaşların sebep olduğu kaza sayısı diğerlerininkinden az mı fazla mı yada kural ihlali sayısı açısından. Hayır kardeşim trafiği en fazla işgal eden bu araçlar aynı zaman da en fazla trafik kuralı ihlali de yapıyorlar. 

    Gelmek istediğim nokta şu; Trafiği en fazla işgal eden araç sürücülerinin trafik kurallarına da en fazla riayet eden sürücü olmaları gerekiyor. Malum bir işi ne kadar çok yaparsan o kadar ustalaşırsın. 
   
    Kardeşim trafik cezalarında şöyle bir güzellik yaparsak bu kural tanımaz arkadaşları biraz hizaya getiririz. Kurunun içinde yaş ta yanmamış olur.

     Taksi, Dolmuş, Otobüs, Servis araçları her kural ihlalinde normal araçlara göre taşıdıkları insan kapasitesinin de dahil edildiği bir katsayı ile çarpılarak daha fazla ceza ödesinler.

    Nasıl çözüm. 
  
   Servis araçlarının  ( yani C plaka ) çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu araçların trafikte ki cambazlıklarını yazsam... O ha da ranza oluruz hepimiz...

    Yollarda para kazandıkları için, yolları kendi mülkü zanneden, Dolmuş ve Taksici kardeşlerimin sebep olduğu kazalar, kaza sonrası, kazaya bir şekilde karışmış, normal sürücülerin, bu arkadaşların bir anda bir araya toplanan güruhu tarafından tartaklanmaları hiç...


   Ayrıca Uzun yol otobüs şoförlerinin ne hikmetle o aşırı hızlara çıktıklarını anlamak mümkün değil... 

    Ehliyet alma işini biraz daha ciddiye almak lazım Can emanet edilecek bu kişilere Can... 
   
   Eğitimlere kaza sonrası, trafikte ki diğer araçların, kazalara dahil olmamaları için,  yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatılmalı,  tutanak prosedürleri öğretilmelidir.

    Bir başka olay; Kardeşim araç içerisinde  Cep telefonu kullanmak kesinlikle yasak olmalı.
Şoför cep telefonu ile konuşmamalı. Ayrıca tespiti halinde çok ciddi cezalar kesilmeli.

   3 kez cep telefonu ile  yakalanan şoförün ehliyetine el konmalı. Kardeşim bu iş gerçekten çok ciddi. Artık trafik kazalarının birinci sebebi cep telefonu ile konuşmak oldu.

   Abarttığımı düşünen kabarttığımı düşünenler mutlaka olacaktır. 

     Kardeşim Adam cep telefonunu sağ kulağına dayıyor kafasını sağa çeviriyor aynı zaman da direksiyonunu da sağa çeviriyor.

   Kardeşim iki işi bir arada yapamıyoruz...Lütfen daha duyarlı olalım. Araç kullanırken cep telefonu kullanmayalım.

   Birde  şu makas atmayı iş zanneden araçları sağlayan arkadaşlara bir çift söz; Şimdi sen bana makas atıyorsun ya o sırada ben frene basmasam sana arkadan koyacağım sen zannediyorsun ki işi iyi yapan sensin oysa ben freni iyi kullandığım ve zamanlamayı iyi yaptığım için kaza yapmıyorsun. Sen değil ben iyi olduğum için...

Kazasız Mutlu Günler diliyorum  ayrıca yine trafik konusunu işlediğim ilginç yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Windows ürün anahtarınızı öğrenme



Windows ürün anahtarını bulmak


   Bilgisayar başında vakit geçirirken insanın başına olmadık sistem sorunları çıkabiliyor.
Kullandığım bilgisayadaki, yüklü Windowsun ürün anahtarına ihtiyacım oldu. Nette biraz dolştım, bir kaç güzel çözüm buldum. Ancak, bazıları işe yaramadı ayrıca virüs bulaştırmak isteyenlerde olmadı değil.

   Şimdi, eğer bilgisayarın altında (Laptopun altı, kasanın arkası yada yanında ) bir stiker varsa ve okunuyorsa sorunu çözdünüz, genellikle okunmaz silinmiştir. Eğer Windows DVD satın almışsanız onun üzerinde olur. Genellikle o stiker yırtılmış yada DVD  zarfı kaybolmuştur, kendimden bilirim. Sonunda bir küçük programcık buldum. İndirdim unzip yapıp çalıştırdım. Hemen,  Windows Ürün  Anahtarını göstyerdi. Bu program aşağıdaki tüm sürümleri destekliyor. En iyi tarafı ücretsiz.



  • Windows 8
  • Windows 7
  • Windows 2008
  • Windows Vista
  • Windows XP
  • Windows 2003
  • Windows 2000
  • Windows NT
  • Windows ME
  • Windows 98
  • Windows 95 
Programı BURADAN  indirebilirsiniz...

Sorunsuz Günler dilerim

Gümrükten araç satın alma Rehberi Vergi Dairesinden İhale ile Araç Satın Alma Rehberi




Gümrükten araç satın alma


Vergi Dairesinden İhale ile Araç Satın Alma




     Bu yazım, daha önce  böyle bir girişimi hiç olmamış arkadaşlarıma...

    Rehberden faydalanmanız dileğiyle ...

  Daha önce bu tür girişimi olmuş arkadaşım bu rehber size hiç bir şey vermeyecektir.

     Genellikle bir arkadaşın gazına gelip Gümrükten yada vergi dairesinden  araç almaya kalkarız. Arkadaşımız daha önce böyle bir iş gerçekleştirmemiştir. (yada gerçekleştiren birilerinin sohbetine şahit olmuş hadi neyse, kendiside şaş kaza bu işi bir kez gerçekleştirmiştir) Ve her nasılsa bizi bir şekilde ikna etmiştir.

   İşler bundan sonra başlar...

Bakın tekrar ediyorum, bu rehber, bu işi daha önce hiç yapmamış, sade bir vatandaş için, yazılmıştır.

    Kural 1: Güzel kardeşim Bu işten kesinlikle vazgeç.

   Kural 2: Bazılarının,  gümrükten mal alıp, çok karlı alış verişler yaptığını hep duymuşsundur. Onlar kar edebilir ama sen edemezsin çoğu şehir efsanesidir inanma.

   Kural 3: Türkiye gibi gelişmesi amorf vari olan ülkelerde kolay para kazanamazsın,  seni yerler, seni ham yaparlar, kimsenin gazına gelme.

   Kural 4: Bu yazıyı okumadan önce, 
       -ya kardeşim olur mu öyle şey, burada demokrasi var, özgürlükler ülkesiyiz, ben de yaparım dedin,  gaza geldin, ilk işlemlere başladıysan, kesinlikle bu işleri daha önce yapmış birisini bul, gereken komisyonu ver ve işlemleri o yapsın. O yapabilir ama sen yapamazsın.


   Kural 5: Almaya çalıştığın aracın, dışarıdaki fiyatı ile gümrük veya vergi dairesindeki fiyatı arasında ciddi fark varsa hiç yaklaşma, sen bu işten çok zarar edersin. Ama daha önce bu işi yapmış olanlar kar edebilir. Tekrar ediyorum hiç yaklaşma hayatının hatasını yaparsın.

   Kural 5: Her şeye rağmen ihaleye girdin ve araç çok iyi durumda ve  ihaleye girenlerin sayısı çok az, Kıllanmak için daha ne bekliyorsun hemen vazgeç, bak bu öğüdü baban bile vermez. Vazgeç alırsın elinde patlar. Teslim aldıktan sonra görürsün ki aracın en önemli ve en pahalı bir kaç parçası yok.

   (Çok şaşırdım a a ) E peki şimdi ne yapacaksın, aldığın fiyata da kimse almaz. Mecburen hurda fiyatına satacaksın. E peki kim alacak, kim alacak biliyor musun?. Ben biliyorum; daha önce bu işleri yapanlar var ya onlar alacaklar. 

     -Ne alaka dediğini duyuyor gibiyim, onlar alacaklarsa neden  ihaleye girmediler.

    İhaleden daha ucuza getirmek için ayrıca o pahalı ve eksik olan parçalar kimde sanıyorsun.

   -Nasıl alacaklar canım. Onlar alır sen alamazsın...

   Vazgeç...
 
   Kural 6: Diyelim ki sen inatçı birisisin, 
     her basamağı hallettin,
     uğraştın, prosedürler, 
     bitmek tükenmek bilmez sorunlar,
     yeni yeni sorunlar,
     hatta daha yeni sorunlar,
     hatta olmaz ki bu kadar yahu sorunları aştın.

     Dönüp arkana baktığında harcadığın zaman, para, stres ve diğerleri... değmez... ama onlar çok kısa sürede her şeyi hallediyor,  onlar yapar sen yapamazsın.

  
     Eğer kafan karıştıysa lütfen sadece birinci kurala uy...

       Vazgeç...


   Hayat sigorta piriminizi  yükseltin...

   Sağlıcakla kalın...

Filmlerde Bile Olmaz Böyle Şeyler I Devam



     Filmlerde Bile Olmaz Böyle Şeyler I  Devam


 ...

    Plakaları göndermesi için aradığım arkadaşım, aracın satışını yapan maliyedeki memura durumu anlatıp, yedieminden plakanın alınması için yardım istemiş. Memur bu konuda yardımcı olamayacağını söylemiş.  (Sanki yapılan hatalı satış işleminden kendisi sorumlu değil ) Arkadaşım yediemine gidip araç satış belgesi ile durumu anlatmış. Adam da olur demiş. Birlikte motordan plakayı sökmek için içeri girmişler. Ancak plaka yok.  Ankara emniyetteki  memur bilgisayarda bir tane plakası var görünüyor  onu getir demişti.


   Arkadaşım hemen yeni plaka siparişi vermiş. Beni aradı plaka gelince bana göndereceğini söyledi.

   15 gün sonra elimde eski gözüksün diye biraz eğip büktüğüm plaka ile Ankara emniyete gittim sıra numarası aldım. ( Plaka yeni diye mazeret bulabilirler malum...)
   Sıram geldi durumu anlattım, belgeleri verdim plakayı verdim. İşlemler bitti elime bir kağıt verdi yarın sabah 10 da gelin belgenizi alın dedi.
   
    Vay be sonunda bitiyor...

   Sabah 9:30 da gittim belge geldi mi diye sordum, memur bana baktı tipime iyiçe bi baktı sonra orada ki kağıtlara baktı.

    - Yok gelmemiş dedi.

   içimden saat 10 da gelir herhalde diye geçirdim içimden.

   saat 10 sordum  gelmemiş.

   saat 11:00 sordum gelmemiş.

   saat 12 : sordum gelmemiş.

   yemek arası...

   saat 13:30 sordum gelmemiş.

   saat 14:30 sordum gelmemiş.

   Memur başka hiçbir şey söylemiyor.

   -Gelmemiş.

   Ben dünkü memurun söylediğinden emin işlemin bittiğini düşündüğüm için tekrar tekrar soruyorum.



   Bana yarın gel belgeni al diyen memuru aradım, yerinde başka bir memur var. Durumu anlattım. Arkasındaki dosyaları karıştırdı,

   -Borcunuz var o yüzden işlem tamamlanmamış dedi.

   -Dün neden söylemediniz diye sordum.

   -Fark edememişler bilgisayarda sonradan gözüküyor dedi.

   Hemen gittim vergi dairesinden borcunu ödedim.  Belgeleri memura verdim.

      -İşleminiz  bu akşam 5'e kadar biter. Vaktiniz varsa bekleyin yada yarın sabah gelin dedi.

   Ben bu noktaya kadar gelmişim, akşam 5 değil 8'e kadar beklerim dedim.
Saat  5'e kadar bekledim, memura gidip geldi mi diye sordum, her defasında aynı cevabı aldım.

   -Gelmemiş.

     Ertesi  Sabah 9:30 da gittim belge geldi mi diye, memur bana bir kez  daha baktı sonra orada ki kağıtlara baktı.

      - Yok gelmemiş dedi.

   içimden saat 10 da gelir herhalde diye geçirdim. (bir kez daha )

   saat 10 sordum  gelmemiş.

  saat 11:00 sordum gelmemiş.

  saat 11 : 30  sordum gelmemiş.
 
   Memur başka hiçbir şey söylemiyor. 

   -Gelmemiş.

   Tekrar aynı memura gittim. Durumu anlattım.
 
   -Sizin işleminizi biz buradan yapamayız dedi. Ve benim onlara verdiğim tüm belgeleri geri verdi.

   -Sizin nüfusunuzun bağlı olduğu ilçeye biz bakmıyoruz, işlemlerinizi o ilçeden yaptırmanız gerekiyor dedi.

   Kamera şakası mı? nedir bu.

   Kaynar sular fosşşş...

   Memur kendilerine ödediğim paraları geri vermek üzere kendisini takip etmemi söyledi. Paraları geri verdiler.  Ancak şöyle bir sorun var,  gelen üst yazı Ankara emniyete yazılmış, diğer ilçe bunu kabul eder mi.
Memura sordum.


   - Bu üst yazıyı alabilir miyim diye.

   -Elden veremeyiz,  biz bu yazıyı posta yolu ile bağlı bulunduğunuz ilçe emniyetine  göndeririz  dedi.

    Bir  6 ay daha geçecek anlaşılan.

    8 Aydır uğraşıyorsun hiç kimse sana kardeşim bu işlemleri burada değil nüfusunun bağlı olduğu ilçede yaptırman gerekiyor demiyor. Bütün belgeler ellerinde bilgisayardan kontrol etseler hemen görecekler ama yook burası Türkiye daha çekeceğin çile bitmedi.

   Cuma namazını kıldım. Arabama bindim. İçimden gidip bir bakayım ilçe emniyetine en azından işlemleri başlatırım diye geçirdim.

   Saat 2:00 girdim içeri pek kalabalık değil. Memura yaklaştım. Elimdeki belgeleri verdim durumu anlattım. Memur belgeleri tek tek inceledi. Arka tarafta bir başka memura,

   -Amirim üst yazısının fotokopisi var ne yapalım dedi. Amir geldi tüm belgeleri aldı inceledi ve bana dönüp,
    -Ben şimdi mail atarım onlardan doğruluğunun onayını alayım, hemen yaparız,  siz 1 saat sonra gelin dedi.

   Ben bu güne kadar böyle bir memurla karşılaşmadığımdan sevinçle çıktım dışarı.

   Saat 14 :30 içeri girdim. Amir beni görünce,

    - Maildi dimi? diye sordu. Hemen bilgisayarının başına geçti bir çıktı aldı bana getirdi.

   Çıktıyı okudum Ankara emniyetinde ki memur İşlemlerin doğruluğu konusunda hiç bir şey yazmamış, sadece biz belgeyi posta yolu ile size göndereceğiz diyor.
 Kardeşim iki farklı memur iki farklı zihniyet.
Amir bana,

      -Ben yeni bir mail yazacağım belgelerin doğruluğunun onayını isteyeceğim postaya gerek yok diye yazacağım dedi.

   Kulaklarıma inanamadım.  Bu arada  ofis çok büyük değil,  bizim bu konuşmalarımızı herkes duyuyor.

Saat 15:00 ben tekrar girdim içeri.

   Amir beni görünce maillerini kontrol etti.

      -Henüz yanıt gelmedi siz buyurun oturun dedi.


   Acaba bu iş bu gün biter mi diye şaşkınlıkla düşünüyorum.  10 dakika sonra mail geldi.  Amir elindeki belgeleri bana verdi. Hemen karşısında oturan memura,

   -Üst yazısı yok, ama maille onay aldım, bize postalayacaklar arkadaşın işlemlerini yapabiliriz dedi.

Memura belge paralarını ödedim. Makbuz yazdı. Tüm belgeleri Amirin yanıda ki masada oturan memura verdi.

   Memur belgeleri hızlıca karıştırdı. Kendisine belgeleri veren memura dönüp

    -Bunun üst yazısı yok bu yapılamaz dedi.  Biraz önce Amirin kendisine anlattığı memur Amire dönüp

   -Amirim bunun üst yazısı yokmuş dedi.

Amir sakince,

 -Ben onun  onayını aldın üst yazıyı bize gönderecekler bu şekilde işlemleri yapacağız dedi.  Bir kez daha...

Belgeler elinde olan memur yine aynı memura dönüp.

 -E bunun cezasını kesmemişsiniz dedi.

   Ben hemen son ödediğim vergi borçlarının belgelerini uzatarak.

   -Buyurun tüm borçlarını ödedim dedim.

   -Bu başka, gecikme cezası  3 ay içerisinde almanız gerekiyordu üzerinize.

    -Hocam, ben 8 aydır uğraşıyorum üstüme almak için, bakın üst yazı ne zaman gelmiş.

    -O beni ilgilendirmez,  ben buradaki tarihe bakarım dedi. Tüm belgeleri bana gönderdi.

    Diğer memurda ödediğim paraları bana geri verdi.

   -Bunu vergi dairesi yada postaneye yatırın, ödendi belgesi ile gelin dedi.

Saate baktım 15: 45.

    En yakın postane nerede diye sordum. Arabama atladım doğru postaneye. İşlemlerin bitmesine bu kadar yaklaşmışken, pes etmemeliydim, sonuna kadar zorlayacağım.

   Koşarak postaneye girdim hemen sıra aldım. Sıramı kontrol ettim 78  kişi var önümde.  Hah hah ha...

   Saat 16: 15 arkamdan birisi seslendi.

   -Hocam nasılsınız,  sizi burada göreceğimi hiç sanmazdım, ben burada çalışıyorum artık, buyurun size çay vereyim. 

     Uzun zaman önce yanımda çalışan bir arkadaş. Durumu anlattım acilen şu ödeme işlemini halletmem gerek diye. Biraz sonra yanında postane müdürü ile geldi. Müdüre hanım işimin aciliyetini anladı. Elimdeki borç tutanağını aldı hemen vezneye gitti durumu anlattı. Borcumu ödedim. Teşekkür ederek oradan koşar adım ayrıldım.

   Saat 16:30  İlçe Emniyete geri döndüm içerisi kalabalıklaşmış.
Önümde 3 kişi var. Memur oldukça ağırdan alıyor. Beni gören Amire ödemeyi yaptığımı söyledim elimdeki belgeleri göstererek.

   Saat 16:45 Günlerden Cuma haftanın son iş günü. Nihayet sıra bana geldi.

   Belgeleri verdim parayı ödedim. Memur Amire dönerek,

- Amirim bunun üst yazısı yooook napacağız dedi.

   Amir aynı şeyleri tam  4 kez herkesin duyacağı şekilde anlatmasına rağmen ve bu soruyu soran memura özellikle 3 kez anlatmışken aynı soru neden tekrar sorulur...
Amir yerinden kalktı tüm belgeleri aldı bilgisayarın başına geçti.

Saat 16 :55 Amir bilgisayardan Trafik tescil belgesini yazdırdı ve bana verdi.
Teşekkür ettim.

Yaklaşık 8 Ay uğraştığım işlemlerin en az yarısını Ankara Emniyette geçirmiştim. Tüm bu işlemlerin hepsini, yarım günde, ilçe Emniyetinde işlemlerin bitmemesi için elinden gelen her şeyi yapan, iki memura rağmen bitti.

Allah İşini Layığı ile Yapanlardan Razı Olsun diyorum.

Ve yineliyorum;

Allah hiç kimseyi devletimizin Şefkatli,  Adaletli, Kollarına Düşürmesin...


Adalet Mülkün Temelidir...