Bir Fikrim Var




Fikrim Geldi  




   Hijyen konusunda hepimiz, kendimizi dünyanın en temiz ve hijyenik kişisi olarak görürüz. Bunda bir sıkıntı yok. ( başka konularda da enler bize yakışır.)

   Olmasını beklediğim, neden henüz üretilmedi ki diye düşündüğüm, iki konudan bahsetmek istiyorum. Eminim bir çoğunuzda benim gibi düşünmüştür.

   Hijyenine en çok dikkat ettiğimiz yer tuvalettir. Klozet temizliği işin ayrı bir boyutudur. Bir restoranın tuvaleti pisse gitmeyiz. Çoğu arkadaşım evinin dışında tuvalet kullanmaz.

Klozet Kapağı


   Şimdi, klozetlerde taharet musluğu açılınca, su tazyikli bir şekilde, klozet kapağının ön kısmına vuruyor, oradan da aşağıya doğru süzülüyor. Beraberinde de bazı atık maddeleri sürüklüyor. Biz fark etmeden zemine yayılıyor. Çocuğumuz elinde ki memesini düşürüyor ve derhal yerden alıp hop ağzına atıyor. İnanın çok titiz olduğunu bildiğimiz insanlar bu olayı defalarca yaşıyor.


   Çözüm çok basit, klozetin kapağının ön kısmını, içeri doğru 5 cm uzatmak. Bunu üretici firmalardan talep ediyorum. Satışlarınız patlayacak.



 Batarya Musluk


   İkinci konu ise, hepimizin evinde en az 3-5 tane olan çeşme, musluk, yeni adı ne hikmetse bataryalarla ilgili. Uzun zamandır bekliyorum, bir üretici firma çıksın yapsın diye. Yok kardeşim yok kimse su tüketimimizi belki de yarıya indirecek basit bir çözüm üretmiyor.


   Evde takip ediyorum, temizlikçi kadın, çeşmeyi bir açıyor, sonuna kadar. Bazen,  sonuna kadar açıyor, sonra biraz kısıyor. Bunu sadece temizlikçi kadın yapmıyor ev ahalisinin hepsi yapıyor.

   Çözüm çok basit; muslukların kademeli şekilde açılır imal edilmeleri. Otobüslerde motor frenleri oluyor elle idare edilen kademe kademe ilerliyor. Üretici kardeşim inan hem satış patlaması yaşayacaksınız, hem de ülkenin ve dünyanın su sorununa çözüm olacaksınız.

  Ha Gayret Emeğinize Sağlık Bileğinize Kuvvet...

Yanlış İkamet Adresi Bildirme Cezası




Nüfus Müdürlüğü






Nüfus Müdürlüğünden  "Yanlış İkamet Adresi Bildirme"  cezası gelmiş. Muhtar almış. İsim benzerliğinden bana gelen bildiriyi başkasına vermiş. İkamet olarak bildirdiğim yer,  yılda en az  3 ayımı geçirdiğim bir arkadaşımın evi.  Arkadaşıma da ulaşamamışlar.  Muhtar itiraz tarihini geçmiş bildirimi, sonunda arkadaşıma ulaştırmış. Oda bana gönderdi.  850 TL ceza kesmişler. Buraya kadar normal gibi gözüküyor.

   Şimdi Kardeşim soruyorum.

   Diyelim ki gerçekten ben yanlış bir bildirim yaptım. (ki yapmadım eğer nüfus müdürlüğündeki  arkadaş beni uyarsaydı orasını ikinci adres olarak bildirebiliyormuşum)

   1-Devleti zarara mı uğrattım ?

   2- İşleyen sisteme engel mi oldum?

   3- Vergi mi Kaçırdım.

   4- Devleti ve milleti dünya kamuoyunda küçük mü düşürdüm.

   5- Yetimin hakkını mı yedim.

Bu soruları uzatabilirim. 

Diyelim ki Kardeşim ben yanlış ikamet bildirmekle üstteki suçların bazılarını işlemiş oldum.

Şimdi daha önemli bir soruyu soruyorum.

Kardeşim bu memlekette asgari ücret ne kadar biliyor musun?  biliyorsun.


2014 asgari ücret net tutarı 846 lira
2015 yılı yeni asgari ücret net 949,07 TL

Hocam bu adama isnat ettiğiniz suçun cezası 1 aylık gelirine tekabül ediyor
kardeşim yok mu sizin insafınız izanınız mantığınız...

Yıllar önce Almanya'da eğitim almış bir arkadaşın üniversitede hocasına verdiği cevap aklıma geldi.

Suçu uzun uzadıya anlatan hocadan söz alıp;

-Hocam ne anlatıyorsunuz en büyük suçlu devlettir, yapmak istediklerini kanunlaştırıp gerçekleştirir. Karşısında da hiçbir kuvvet duramaz.

İlk başta çok mantıklı gelmiyor, biraz düşününce her şey farklı oluyor.

Dünyanın en pahalı benzinini kullanmamız, uyduruk (KDV vs ) vergiler ödememiz, Sigara fiyatları ve alınan vergi oranları, iletişim vergilerimiz...

   Daha bitmediii...Burası Türkiye...

   En yakın Nüfus Müdürlüğüne gittim durumu anlatmak için. Her müdürlükte, o ilde yaşamayanların, nüfus sorunlarına çözüm üreten bir bölüm olduğunu öğrendim. Sıra numarasını aldım, sıramı bekledim. Sıramın geldiği bankoya gittim. Durumumu anlattım, memur dinledi.

   - Yapacak bir şey yok cezanızı ödeyeceksiniz dedi.

   - Hanımefendi benim bildirimim yanlış değil ki...

Neyse beni bölüm müdürlerinden birisine yönlendirdi.
Bir kez daha durumu anlattım.

    Yapacak bir şeyin olmadığını itiraz vaktinin geçtiğini istersem idari mahkemeye verebileceğimi söyledi.


    Benim, hayatım boyunca, polisle, mahkemeyle hiç işim olmamış, tüylerim diken diken oldu. Kimi mahkemeye vereceğim, devleti bırrr.

Yok kardeşim, ben gider cezamı öderim.

    Aradan tam bir ay geçti. Nüfus Müdürlüğü yakınlarında başka bir işim var. Gelmişken şu cezayı ödeyip kurtulayım dedim. Şuan oturduğum yeri de ikametim olarak bildireyim. Sıra numaramı aldım. Sıram gelince bankoya geldim durumu Memur Beye anlattım. Dinledi bilgisayardan baktı;

   - Eğer bir hafta önce gelseydiniz bu cezayı ödemek zorunda kalmazdınız dedi. 

   - Hocam ne bir haftası tam bir ay önce geldim sağınızdaki memur hanıma anlattım, arkanızda oturan müdüre Hanıma anlattım dedim.

 Kafasını sağına soluna çevirdi bir şey söylemedi. Bilgisayara bir şeyler yazdı bir çıktı aldı.

   - Karşıda vergi Dairesi var cezanızı oraya ödeyip dekontu bana getirin dedi.
Hocam aynı konuyu farklı şekilde yorumlayan üç memurun karşısından kalktım gittim paşa paşa cezamı ödedim.

Cezamı evet ya ceza neyin cezası...

Bizim hayatımızı kolaylaştırmak mı sebep?

Allah hiç kimseyi devletimizin Şefkatli,  Adaletli, Kollarına Düşürmesin...


Adalet Mülkün Temelidir...

Filmlerde Bile Olmaz Böyle Şeyler I


Motosiklet Sevdası Bitmez



Her Türk genci gibi bende motosiklet almak için yıllardır araştırıyorum. Uygun zaman, yeterli para ve ihtiyaçlarımı karşılayacak model motosiklet.

   Nihayet kararımı verdim. Sadece ödeme planımı yapmak için zamana ihtiyacım var. Yamaha Tenere 660...




  

Bir arkadaşım aradı, bir motosiklet var, çok uygun bir fiyata, 99 model Yamaha Drugstar 650,  çok kullanışlı. Çift silindir, güçlü, keyifli sürüşü var...Gel sana alalım dedi.




  

Kafamı karıştırdı...

 

   Hafta sonu bastım gittim. Motoru Vergi dairesinden ihaleye girip alacağımızı öğrendim. Ben  başkalarının mutsuzluğu üzerine bir şey yapmak istemem dedim arkadaşıma.  Arkadaşım;

   - bunlara vergi borcundan dolayı el konuldu. Adamlar burada bar işletiyorlar vergi vermeden sezon sonu kapatıp gidiyorlar. Yani haciz malı değil, bunlar  parası olduğu halde vergilerini vermiyorlar, senin düşündüğün gibi, zorda olan insanlar değil diye anlattı anlatı...

   Sonunda beni ikna etti...

   İhale tarihinde gittim. İhaleye girdik motoru piyasa fiyatının altında aldık.

   İş bundan sonra başlıyor...
 
     Paranın hepsini  %18  vergi ile birlikte hemen aldılar.  Bana da bir kağıt verip Emniyet Müdürlüğüne gidip motoru üzerime alıp motoru yedieminden teslim almamı söylediler. Ayrıca motoru ikamet adresimin olduğu yerdeki Emniyet müdürlüğünden  almam gerektiğini  söylediler. 

   İşlerimin hemen bitmesi için ikamet adresimi buradaki arkadaşımın evine aldırdım. 15 yıldır her yıl 3 ayımı burada arkadaşımla birlikte geçirdiğim için bu adres bildirimi gerçekçiydi. İşer biraz uzadı. Dönmek zorunda kaldım. Ankara'dan alırım diye düşündüm.

   Ankara'da  Ankara Emniyet   Müdürlüğüne gittim. Beni dikmende ki Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderdiler. Orada ilgili memuru buldum elimdeki belgeyi verdim durumu anlattım. Bilgisayardan bir şeylere baktı.

   -Bu motoru üzerinize alamazsınız. Çünkü Maliyeye borcu olan kişi motoru üzerine almamış. Önce bu devir işleminin gerçekleşmesi gerekiyor. Biz resmi yazı yazacağız  motoru size satan maliyeye  onlarda motora el koyan emniyet müdürlüğüne yazacak motorun borçlu arkadaşın üzerine geçmesi sağlanacak ondan sonra siz üzerinize alabileceksiniz.

   -Ama madem arkadaşın üzerine değil maliye nasıl el koyabiliyor ve nasıl satabiliyor diye sordum.

Türkiye'de her şey olur diye cevap verdi. Kös Kös çıktım. Motoru satın aldığım maliyeyi aradım durumu anlattım. Bana, resmi yazışmalar gerçekleşsin biz seni ararız dedi...


   1 Ay geçti arayan soran yok. Tekrar aradım satın aldığım maliyeyi.

   - Motoru satan arkadaşı bulmamız gerekiyor siz gidip bulabilir misiniz. Yoksa işler uzayacak dedi.

    Hiç bilmediğim bir şehre gitmemi  motoru satan adamı bulmamı istiyor. Demiyor ki kardeşim  biz hata ettik bu satışı gerçekleştirmekle...

   Arkadaşım gitti bu adamın evini buldu. Adam babaannesi ile yaşıyor. Ve çalışmak için başka bir şehre gitmiş 6 ay önce. Kendisinin telefonunu da vermiyorlar muhtemelen korktuklarından . Arkadaşım durumu anlatıyor ama anlayan yok...

   3 Ay geçti. Motora el koyan maliye ile satışı yapan maliye farklı. Motora el koyan maliyeyi aradım durumu anlattım. Yaptıkları işlemlerin yanlış olduğunu beni mağdur  ettiklerini anlattım anlayana...

   Beni motorun bağlı olduğu il emniyetinde bir memura yönlendirip orada bir arkadaşın bana yardımcı olacağını söyledi...

   Kardeşim bana yardımcı olmayın işinizi yapın işinizi bana Lütfen yardımcı olacak arkadaş lütfediyor...

   Dilekçe yazdım satışın yapıldığı maliyeye  ihalenin iptaline ilişkin. Fax çektim, postaladım, telefon ettim. Bana diğer maliye ile yazışma yapacaklarını işlemlerin sonunda beni telefonla bilgilendireceklerini söylediler.

   5 Ay geçti. Aradım bana satışın iptal edilemeyeceğini çünkü üzerime alamamam için bir sebep kalmadığını  Emniyet genel Müdürlüğüne gidip işlemleri gerçekleştirebileceğimi söylediler.

   Gittim Emniyet Genel Müdürlüğüne Ankara.. Memur beni hatırladı 5 ay sonra... Durumu bir kez daha anlattım. Bilgisayardan baktı olmamış dedi şu şekilde aracın tüm haklarını  almışlar yanlış işlem yapmışlar dedi.

   4 memur aynı ofiste, bu konu üzerine, nasıl olur diye tartıştılar, birkaç telefon ettiler. Biz resmi olarak yazışalım dediler. Bende onlara bu yazışmaların hiç bitmeyeceğini anlattım 6 aydır roman yazılıyor dedim. Memur baktı üzüldü durumuma. Bu işlemi yanlış yapan memurun telefonunu buldu, işlemi yanlış yapmış olduğunu, nasıl düzeltilmesi gerektiğini anlattı, karşıdaki adamı ikna etti. Bana, haftaya işlemlerin sonuçlanacağını, üzerime alma işlemlerini gerçekleştirebileceğimi söyledi.
Bir kez daha kös kös çıktım.

   6 Ay geçti. Ankara emniyet müdürlüğüne gittim. Elimde satış belgesi. Sıra aldım içerisi kaynıyor. Bu arada sağa sola bakıyorum konuyla ilgili bilgi almak için. Girişteki memura durumu anlattım beni başka bir memura yönlendirdi. Gittim durumu anlattım. Bana bir dosya gösterdi burada plakan yoksa işlem yapılmaz dedi. Üst yazının buraya gelmesi gerekir dedi. Bende üst yazıyı Genel Müdürlüğe verdiğimi elimde onların bana verdiği takip fişini verdim. Memur 

   -üst yazı buraya  postayla gelmeli yoksa işlem yapılmaz dedi... 

   Kös kös çıktım bir kez daha...

   Maliyeyi aradım bir kez daha durumu anlattım. Üst yazıyı yazacaklarını ancak en az 15 gün geçeceğini söyledi...

   7 Ay geçti.  Emniyet Müdürlüğüne gittim. Sıra aldım. Plaka numarasının olması gereken dosyaya bakmak için bankoya gittim. Aynı memur, dosyaya baktı gelmiş. Dosyanı hazırla, sigortanı yaptı, sıra numaranı al bekle dedi. Hemen sigortacımı aradım durumu anlattım. Satış  maliyeden gerçekleştiği için üzerinde Belge numarası yok. Noter satışlarındaki belge numarası araçla ilgili bilgilere ulaşmak için gereklidir. 
Sigortacım bu numara olmadan sigorta işlemi yapılamayacağını ancak yeni araç olarak sigorta yapılabileceğini anlattı. İşlemleri gerçekleştiren memura gidip durumu anlattım. Bana olmaz, bu plaka üzerine yaptırman lazım dedi. Bende sigortacımın bu şekilde yapılamayacağını söylediğini söyledim. Bana karşıdaki sigortacılar yapar git onlara yaptır dedi. 
   Sigortacımı aradın anlattım. 20 yıldır bu işi yaptığını böyle bir durumla ilk kez karşılaştığını söyledi. Karşıdaki sigortacıya gittim. Durumu anlattım hallederiz dedi. Yarım saat oturdum sonra bana yeni kayıt olarak yapabileceğini söyledi. Yaptırmadan çıktım. 

Kös kös...

   Müdürlüğe gittim. Girişte dosya hazırlayan memur, baktı ben hala ortalıkta beygir gibi dolanıyorum. Çağırdı beni, nasıl oldu diye sordu. Anlattım, bana işlemleri yapan arkadaşların şefleriyle görüşmemi önerdi. 

  Gittim buldum 3 yıldızlı birisi durumu anlattım. 
     - Ben onların amiriyim ama ben bu  işlerden anlamam  durumu karşıdaki arkadaşa anlat o çözüm bulur dedi.

  Gittim durumu anlattım. Yeni kayıt olarak yaptırabilirsin dedi. İçerde işlemleri gerçekleştirecek memurun, yeni kayıt istemediğini, bu plakaya sigortalanması gerektiğini söylediğini anlattım. Bana döndü, 
  
 -kimse öyle bir şey söylemez orada dedi. Güldüm çıktım. 

Kös kös...

Girişteki memur beni koridorda gördü. 

   - Başka bir yol daha var dedi. Aracı trafikten çekersin sigorta istemezler bu işlem için, daha sonra aracı muayene yaptırırsın, ruhsatın olduğu için  sigorta yaptırırsın  sonrada   tekrar trafiğe sokarsın. 

   Hemen sıraya tekrar girdim, bu sefer başka bir memura, aracı trafikten alacağımı söyledim. 

   Memur işlemleri gerçekleştiriyor gibi geldi...Tam yüzümde bir tebessüm oluşuyordu bitti nihayet diye...Memur,

   - plakası yanında mı dedi.

   - hayır dedim araç bilmem ne şehrinde yedieminde benim keseden yemeye devam ediyor.

   -Plaka olmadan işlem yapamam dedi...

   Kös kös...

   8 Ay geçti.  Maliyeyi aradım. Satış işlemlerini gerçekleştiren departmandan  kimse cevap vermedi  3 gün üst üste.

   Arkadaşımı aradım durumu anlattım. Kendisinden maliyeye gidip durumu anlatmasını oradan yediemine gidip motorun üstünden plakayı söküp bana göndermesini rica ettim...

   Bekliyorum...

   Henüz bitmedi...

   Bu arada, arkadaşım nüfustan bir evrak geldiğini, bana yanlış adres bildirmekten 850 TL ceza kesildiğini, itiraz zamanının geçmiş olduğunu söyledi. Muhtar belgeyi almış arkadaşıma 1 ay sonra vermiş...

   Bitmedi...

   Bekliyorum...